EGE'DEN - GEZİyorum Sokaklarda!.. SERDAR KIZIK
İnsana, yaşam hakkına, özgürlüğe, düşünceye, aşka karşısınız!..
Onun için...
Gezi'nin yıldönümünde yeniden “çapulcular” diyorsunuz. Korkutuyor, sindirmeye, bastırmaya çalışıyorsunuz. Halkın başkaldırısına “dış güçler” diyorsunuz. Size muhalefet edenlerin iradesini yok sayıyorsunuz. Bu toplumun büyük çoğunluğunun itirazını, çeşitli provokasyonlarla boğmaya kalkıyorsunuz. Biber gazıyla, TOMA'larla saldırıyorsunuz. Yetmiyor, kurşunluyor, öldürüyorsunuz. Suçsuz günahsız insanları ibadethanelerde vuruyorsunuz. Tekmeliyor tokatlıyor, anaları ağlatıyorsunuz. Gaz fişekleriyle hedef alıp, kör ediyorsunuz. Eli çivili sopalarla sokaklara saldığınız güvenlik güçlerini, bir türlü açıklayamıyorsunuz.
* * *
Onun için...
Camide içen yok, türbanlı kadınlara saldıran yok ama hala yalan söylüyorsunuz.
Terör örgütü lideriyle görüşen, pazarlık yapan siz değilmiş gibi, Gezi'dekileri Atatürk'ün ve bölücü başının posterlerini yan yana taşımakla suçluyorsunuz.
Bu yolla bilinçaltılarda garip bir ortaklık kurma acizliğine düşüyorsunuz.
Ayyuka çıkan yalanları sürdürüyorsunuz. Hakaretleriniz, öfkeleriniz, kindarlığınızla bağırıyor, çağırıyorsunuz
Hak, hukuk ve adaleti hepten kaldırdınız. Kendinizden olmayanları ötekileştiriyor, yabancılaştırıyor, neredeyse halktan saymıyorsunuz...
* * *
Onun için..
Derin tezgahlar, kumpaslar kuruyorsunuz. Provokasyon peşindesiniz.
Yüzü maskeli, silahlı, molotof atan, kimliği belirsiz provokatörleri ortaya salıyorsunuz. Hakkını arayanlar savunanlar, boyun eğmeyenler biat etmeyenleri dize getirmek için ne tür planlar kuruyorsunuz. Milletin “a... koyan” iş adamlarıyla havuz medyası kurmanın yollarını arıyorsunuz. Yoksul madencileri yandaşlarınızın karanlık çukurlarında ölüme gönderiyorsunuz.
Sevgisizsiniz, katı, hoyrat, öfkeli, yüreği kara. Kinci, dinci, biatçı nesiller peşindesiniz. Boyun eğdirme niyetiniz zalimliğe vardı. Sinir uçlarımıza, ruh hallerimize dokunuyorsunuz...
** *
Onun için..
Düşman bellediniz. Sürekli saldırıyorsunuz. Mutsuz olmamızı istiyorsunuz, umutsuz kalmamızı. “Ya bu ülkede eşek gibi sessizce yaşayacaksınız ya da defolup gideceksiniz” diyorsunuz. Ama yağma yok, gidecek başka yerimiz yok, buradayız. Bu ülke, parklar, meydanlar, sokaklar halkın. Sevdamızdır bu topraklar. İstemeseniz de, onurumuzla, insanlığımızla, iyilik ve güzelliğimizle bu ülkede varız, yaşayacağız. Eşitlikçi, paylaşımcı, adil, sömürüsüz bir düzen istiyoruz. Zulüm bitecek, zalim gidecek bir gün. Bu halk size boyun eğmeyecek...
Direneceğiz, haklıyız ve kazanacağız...
Cumhuriyet Ege Eki - 31.5.2014