Radyo Günleri... Pek çok teknolojik ve elektronik aletten daha fazla huzur veriyor sanki... Çocukluğumda yazları okullar tatil olur olmaz bağa taşınırdık. 3 ay şehirden, medeniyetten, elektrikten, televizyondan uzak yeşil bir denizde, üzümlerin, incirlerin, doğanın içinde olurduk. Dünyayla tek bağlantımız ise radyoydu. Arkası Yarınlar, Türkçe Sözlü Hafif Müzikler, Radyo Tiyatroları, Uzun-Orta-Kısa Dalga FM'lerden, popüler şarkıları takip etme heyecanı, Tatil Sabahı programları, Gecenin İçinden, Çocuk Bahçesi, ninemin "Ajansı açın hele bir" deyip özenle mindere kurulması derken sesiyle küçük bir çocukken tanıştığımız pek çok değerli ses ve seslendirme sanatçısını hafızalarımıza kazıyan o güzelim radyo günleri...
O günlerin getirisi olsa gerek yaklaşık 4 yıl radyoculuk yaptım, o atmosferi birebir yaşadım.
Ve sanırım biz büyüdükçe kirlenmeye, kirletilmeye devam ediyor dünya. Çocukken bir radyo ezgisiyle büyük hayallere dalan, mutlu olan bizler teknolojinin tüm nimetleriyle haşır neşirken o kadar da mutlu olamıyor, hayaller kuramıyoruz artık...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder