Sadece depremlerde değil, dünyadaki her acı olaydan, kıyımdan, katliamdan sonra da enkaz altında kalıyor yüreklerimiz. Acıların sonu yok, çünkü insanlık hâlâ insan olmayı becerememiş. Çürük binalar dikerek depremlerde, en küçük sarsıntılarda binlerce insanın hayatını kaybetmesine neden olan sorumlulara her gün onlarcası, yüzlercesi ekleniyor. 17 Ağustos 1999'daki o korkunç depremi İzmir'de öyle etkili hissetmiştik ki yaşanan korku ve panik kelimelere sığacak cinsten değildi. Depremin bilançosu ortaya çıktıkça kendimize gelememiş ve işyerinde günlerce doğru dürüst çalışamamıştık. Radyodan can kayıplarının bilonçosu açıklandıkça hepimiz bir kez daha kahroluyorduk. Depremin merkezindeki o inanılmaz dehşet görüntüler, yaşamını yitiren binlerce insan, kaybolmuş çocuklar, çaresiz insanlar hâlâ belleklerimizde. Ve ne yazık ki depremin, acının ülkesi ve sınırı yok. Bu acılar bir daha yaşanmasın. Bir zamanlar 2000'li yıllara gireceğiz, her şey daha güzel ve daha çağdaş olacak diye nasıl da heyecanlanırdık. Yıl 2014, geldiğimiz nokta daha da beter ne yazık ki!!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder