Visitors

http://www.geovisites.com/pt/directory/artes_artes-plasticas.php

30 Nisan 2014 Çarşamba

1 MAYIS İŞÇİNİN, EMEKÇİNİN BAYRAMI...

1 Mayıs İşçi ve Emekçiler Bayramı, işçi ve emekçiler tarafından dünya çapında kutlanan, birlik, dayanışma ve haksızlıklarla mücadele günü. Dünya üzerindeki pek çok ülkede, resmî tatil olarak kabul edilmektedir. Türkiye'de ilk kez 1923'te resmî olarak kutlanmıştır. 2008 Nisan'ında, "Emek ve Dayanışma Günü" olarak kutlanması kabul edilmiştir. 22 Nisan 2009 tarihinde TBMM'de kabul edilen yasa ile 1 Mayıs resmi tatil ilan edilmiştir. İlk kez 1856'da Avustralya'nın Melbourne kentinde taş ve inşaat işçileri, günde sekiz saatlik iş günü için Melbourne Üniversitesi'nden Parlamento Evi'ne kadar bir yürüyüş düzenlediler. 1 Mayıs 1886'da Amerika İşçi Sendikaları Konfederasyonu önderliğinde işçiler günde 12 saat, haftada 6 gün olan çalışma takvimine karşı, günlük 8 saatlik çalışma talebiyle iş bıraktılar. Şikago'da yapılan gösterilere yarım milyon işçi katıldı. Luizvil'de (Kentaki) 6 binden fazla siyah ve beyaz işçi, birlikte yürüdü. O dönemde Luizvil'deki parklar, siyahlara kapalıydı. İşçiler, sokaklarda yürüdükten sonra hep birlikte Ulusal Park'a girdi. Her eyalet ve kentte, siyah ve beyaz işçilerin birlikte yaptığı gösteriler, gazeteler tarafından, 'Böylece önyargı duvarı yıkılmış oldu' şeklinde yorumlanmıştır. Bu gösteriler 1 Mayıs'ı izleyen günlerde tüm harareti ile devam etti ve 4 Mayıs'ta kanlı Haymarket Olayı'na yol açtı. Uygulanan yasal baskılarla bu gösterinin tekrarlanması engellendi. 14 Temmuz-21 Temmuz 1889'da toplanan İkinci Enternasyonal'de Fransız bir işçi temsilcisinin önerisiyle 1 Mayıs gününün tüm dünyada "Birlik, mücadele ve dayanışma günü " olarak kutlanmasına karar verildi. Böylece ikinci gösteri 1890 yılında yapılabildi. Zamanla 8 saatlik işgünü birçok ülkede resmen kabul edildi. 1 Mayıs böylece işçilerin birlik ve dayanışmasını yansıtan bir bayram niteliğini kazandı. Günümüzde sosyalist ülkelerde (Çin Halk Cumhuriyeti, Kore Demokratik Halk Cumhuriyeti, Vietnam, Laos, Küba, Venezuela, Nepal, Bolivya) ve daha birçok ülkede tatil günü olan 1 Mayıs'ı işçiler büyük kitle gösterileriyle kutlar; bazı ülkelerde 1 Mayıs siyasal bir eylem biçimini de alır.

1 Mayıs Kutlu Olsun!..


Çiftçi-Sen : "Hükümetin 1 Mayıs'ı kutlattırmama çabası boşunadır"

Çiftçi-Sen 1 Mayıs ve bu konuda hükümetin getirdiği yasaklara ilişkin bir basın açıklaması yayınladı. Açıklamada yasakların emek düşmanı politikaların bir sonucu olduğu ve anlamsızlığı vurgulandı. Açıklama şöyle:

Uluslararası “Birlik, Mücadele ve Dayanışma Günü” 1 Mayıs’ı işçiler, emekçiler nice canlar vererek tüm dünyada kutlanmasını sağladılar. Dişe diş bir mücadele ile bunu başardılar. 1 Mayıs 77 de, Taksim’de kutlamalara yapılan saldırıda öldürülenler hiçbir zaman unutulmadı. İşçiler,emekçiler bu günü “Yas günü” anması olarak değil, çoluğunun, çocuğunun katıldığı bir bayram havası içinde geçirmek için uğraşıyorlar, yıllardır bunun mücadelesini veriyorlar. Ama siyasi iktidarlar yıllardır emek düşmanı tavırlarını 1 Mayıslarda doruğa çıkartıyorlar. 12 yıl boyunca AKP Hükümeti de emek ve doğa düşmanı tavrını özelleştirme ve taşeronlaştırmalarıyla, çıkarttığı yasalarla, demokratik tepkisini gösteren insanlara baskı ve şiddet uygulayarak gösterdi. Bunlar yetmiyormuş gibi bu 1 Mayıs’ta da Taksim Meydanı’nı işçilere, emekçilere yasaklayarak işçilerin, emekçilerin bayram havasında kutlamasını istemiyor. Emekçilerin örgütlenmesinden ve mücadelesinden korkuyor bu nedenle her türlü diktatörce yöntemi uygulamak istiyor. Çiftçi Sendikaları olarak AKP Hükümeti’ne ve yetkililere sesleniyoruz: Çabalarınız boşuna, dünyanın hiçbir yerinde diktatörce yöntemlerle işçilerin, emekçilerin mücadelesinin önüne geçilememiştir. 1 Mayıs alanı Taksim’dir. Bu talebimizden vazgeçen biz olmayacağız. Sizler anti-demokratik uygulamalarınızdan vazgeçin.
Çiftçi-Sen olarak Taksim’de 1 Mayıs’ı kutlamak isteyen insanların yanındayız.
Direniş varsa umut da vardır.
Toprak Onur Yaşam
Yaşasın 1 Mayıs
ÇİFTÇİ-SEN Genel Sekreteri Ali Bülent ERDEM
ÇİFTÇİ-SEN Genel Örgütlenme Sekreteri Adnan ÇOBANOĞLU

Çocuklarımıza Sahip Çıkıyor muyuz?


Son yıllarda artan çocuk istismarlarına, çocuk cinayetlerine ve toplum olarak üstümüze kabus gibi çöken ahlaksızlıklara her gün bir yenisi ekleniyor. Ebeveynler olarak bazı kesimlerin hâlâ çok rahat davranıp "Saldım çayıra, Mevlam kayıra" zihniyetiyle yaşamaları ise inanılır gibi değil. Çocuğuna, en değerli varlığına sahip çıkmayan, sokaklarda korumasız bir şekilde koşup oynamasıyla daha rahat edip pembe dizisine gömülmeyi marifet sayan anneleri kimse kusura bakmasın ama hiç affedemiyorum!!


29 Nisan 2014 Salı

Şarlo Dergisi günleri...

2009 yılında çıkan, 1 arka kapak ve 4 sayı için tam sayfa "Elimin Hamuruyla" köşesini çizdiğim ve kısa bir yayın hayatı olan aylık Şarlo mizah dergisi, elimdeki derginin kapağı ise Recep Aydın'a ait... :))

Çocuklarımıza daha fazla zaman ayırmayı neden denemiyoruz ki?


Bir paket ucuz bisküviyle bile yapabileceğiniz bir mozaik pasta bulunsun buzdolabınızda, çocuğumuz okuldan gelince ya da canı değişik bir şeyler yemek istediğinde eline para tutuşturup bakkala, markete göndermektense yine ev yapımı bir bardak limonatayla birlikte ikram edeceğimiz iki dilim mozaik pasta eşliğinde onun okul maceralarını dinlemek çocuğunuzu ne kadar mutlu edecektir kimbilir. Bir ödevi için yardım istediğinde anlamasanız da çözüme yardımcı olabilecek çabayı göstermeniz en az ödevi yapmışcasına çocuğa güven de aşılayacaktır. Bahçeli bir eviniz varsa, ağaçlara, ağaç yoksa yaptıracağınız iki sağlam profile kuracağınız salıncakta onunla kahkahalar atmanız çocuğunuza kendini yalnız hissetirmeyecektir. Yine bahçedeki betona, toprağa ve hatta evinizin bahçe duvarına bir parça tebeşir ya da kiremit parçasıyla resimler çizmek, onunla çocuk olmak ne güzel olur. Bırakın duvarlarınız biraz kirlensin, kireç badanasını da birlikte yapabilirsiniz. Bakkala, pazara, markete elinden tutup birlikte gitmenizden daha önemli bir güven ve paylaşım göstergesi olabilir mi? Bu yaratıcılıkları çeşitlendirmek, çoğaltmak ve imkanlarımız dahilinde olanı yapabilmek elbette ki mümkün... Bir pembe diziye çakılı kalıp çocuğun eve gidiş geliş saatlerini umursamamakla ne denli büyük hatalar yapıldığını çocukların başına acı olaylar gelince anlamaktansa kendi yaratacağımız küçük mutluluklarla geleceğin kendine güvenen ve çocuklarına sahip çıkmayı görev edinen bireyleri için en sağlam temeli de atmış oluruz.

(Bugünkü çocuklarla ilgili acı olayların ardından şöyle bir sesli düşünce...)

Biz Devrimi hep Emperyalizme karşı istedik, yapmaya çalıştık..

Biz Devrimi hep Emperyalizme karşı istedik, yapmaya çalıştık..
"ZEYTİNYAĞLI YİYEMEM AMAN" türküsünün acı gerçeği;
Bursa yöresine ait bu türkü 2 Kasım 1954 tarihinde İhsan Kaplayan’ dan kaynak gösterilerek Muzaffer Sarısözen tarafından derlenmiştir.
Marshall Planı 2. Dünya Savaşı sonrasında 1947 yılında önerilen ve 1948-1951 yılları arasında yürürlüğe konan ABD kaynaklı bir ekonomik yardım paketidir. Aralarında Türkiye’nin de bulunduğu 16 ülke, bu plan uyarınca ABD’den ekonomik kalkınma yardımı almıştır. ABD geçmişten beri dünyanın en büyük mısır üretici ülkesidir. ABD birikmiş olan mısır dağlarını eritmenin bir yolu olarak mısırözü yağı ihracaatını keşfetmiştir. Marshal yardımının koşullarından biri Türkiye’nin ABD’den mısırözü yağı almasıdır. (Yeni Sömürgecilik Açısından Gıda Emperyalizmi, Osman Nuri Koçtürk, Toplum Yayınları, 1966).
Buna koşut olarak Türkiye’de ilk margarin fabrikası kurulur. Yine aynı dönemde yüz binlerce zeytin ağacı sökülerek bir katliam yapılır. Kalan zeytin ağaçlarından elde edilen zeytinyağının büyük bölümü ABD tarafından Dolar karşılığı alınır ve mısırözü yağı TL karşılığı satılır.
Türk insanı zeytinyağından soğutularak mısır özü yağına ve margarine alıştırılır. Bu amaçla zeytinyağı ısınırsa kanser yapar gibi yalanlar uydurmaktan da geri kalınmaz. Hâlbuki zeytinyağı halk ağzındaki deyişiyle dumanlaşma derecesi en yüksek (en zor yanan) sıvı yağlardan biridir.
Bununla da kalınmaz, kötülemek için tıpkı bugün yapılan halkla ilişkiler endüstrisi çalışmaları gibi “Zeytinyağlı yiyemem aman, basmadan fistan giyemem aman…” diye türkü sipariş edilir ve ülkenin en popüler türküsü yapılır.
Katı yağ/margarine mahkûm edilen halk, 20-30 yılda bir kaşık yağa bile muhtaç hâle getirilir. Ve basma giyen kadınlar, plastik giysilerle tanıştırılır…
Prof. Dr. Kenan Demirkol 


Çocuk işçi çalıştırılmasına ve her türlü çocuk istismarına hayır!!


Çocuklarına, gençlerine sahip çıkmayan/çıkamayan bir ülkenin başbakanı tutup da en az üç çocuk doğurun, siz bakamazsanız devlet bakar demeyi marifet sayıyor; sokaklarda çalıştırılan, dilendirilen, madde bağımlısı yapılmış çocuklara bir tekmede onlara tepeden bakanlar atıyor, çöpten karnını doyuranlara iğrenerek bakıyoruz; bayramlarda şeker toplamaya çıkan çocuklara tecavüz edip öldürüp gömenleri çabucak unutuyoruz sonra da 23 Nisan'larda çocuklarımız, geleceğimizin umutları söylemleriyle sözde vicdanlarımızı rahatlatıyoruz; asgari ücretin kat be kat altında ucuz iş gücüyle çalıştırılan çocuklara duyarsız kalıyoruz. Biz toplum olarak ancak başımıza gelince o acının ne demek olduğunu anlıyoruz. Bana dokunmayan yılan bin yaşasın zihniyeti bizlerle daha çook bin yıllar yaşayacak gibi görünüyor!..


Yoğurtçu Parkı Forumu'nda işçiler 1 Mayıs Kürsüsü kurdu. (Birgün Gazetesi'nden, 28 Nisan 2014)


28 Nisan 2014 Pazartesi

"MUSEO ITINERANTE DE ARTE CONTEMPORÁNEO FADWA TUQAN" From Jorge Omar Volpe Stessens / Argentina



                                                                        
 "MUSEO ITINERANTE DE ARTE CONTEMPORÁNEO FADWA TUQAN"  
Miradas de mujeres del  Mundo a las Mujeres palestinas - HOMENAJE UNIVERSAL A LAS MUJERES PALESTINAS”.                                                                                                   
H.CAMARA DE DIPUTADOS DE LA NACION
“MUSEO ITINERANTE DE ARTE CONTEMPORÁNEO FADWA TUQAN"
Día Internacional de los Museos 2014
El Diputado de la Nación Juan Fernando Marcópulos y la Federación de Entidades Argentino Palestinas, invitan a usted y familia en el marco del Día Internacional de los Museos 2014 y en el Año de Solidaridad con el  Pueblo Palestino, (Resolución de la ONU 2014), a la inauguración de la exposición de obras del acervo del Museo Fadwa Tuqan y a la conferencia sobre la Mujer Palestina que se realizara el día martes 20 de mayo 2014 a las 19hs. en la antesala del auditorio del 1er subsuelo del Anexo A, de la Honorable Cámara de diputados de la Nación, Hall de conexión entre los anexos A y C , sita en Rivadavia 1841 (esquina Riobamba)
La exposición cuenta con la participación de más de 55 obras de  mujeres artista artistas del mundo como: Palestina, Venezuela, Chile, Cuba, México, Paraguay, Italia, China, Croacia, Egipto, Estonia, Irán, Líbano, Turquía y Rumania entre otros.
"MUSEO ITINERANTE DE ARTE CONTEMPORÁNEO FADWA TUQAN"  Miradas de mujeres del  Mundo a las Mujeres palestinas - HOMENAJE UNIVERSAL A LAS MUJERES PALESTINAS”.            
Entrada libre y gratuita
Inauguración: 20 de mayo 2014 a las 19hs
RCVP: 4127 7315
Auspician:
FUNDACION CULTURAL VOLPE STESSENS  /   ITIMUSEUM
Federación de Entidades Argentino- Palestinas
Riobamba 981 CABA Tel 4816 6651
Sobre la exposición
Pinturas, ilustraciones y esculturas de mujeres artistas de 17 países. Obras realizadas en diferentes técnicas y estilos.
Artistas:
Palestina: Lina Abojaradeh, Manar  Elabed
Argentina: Lidia Kalibatas, Marcia Juárez, Liliana Navarro Ibarra, Patricia Noemí Menghi, Raquel Palavicini, Elizabeth Drabkina, Natalia López, Marilina Etchichurry, Liliana Melaine, Genoveva Gnojski, Mónica Lazzatti, Virginia Rivera, Norma Domínguez, Celina Capot, Verónica Gómez, Nora Pisa, Blanca Gobbo, Laura Alsina.
Venezuela: Alejandra Rangel, Natacha Rojas, Miriam Sánchez Dávila, Crisbet Rangel, Lakshmi Betancourt   
Chile:
Verónica Victoria Ríos Verdugos, María Elena Cárdenas, Antonella Gallegos.
Brasil: Natalia Forcat, Camila Adriana Lagoeiro, Fabiana Menassi, Kellen Carvalho, Mara Priscilla de Oliveira, Luiza Nasser, Lara Venier, Cláudia Kfouri, Medeiros, Simone Faria, Adriana Arzuaga, Camila Miranda Martins, Marila Izotou.
Cuba: Gina Pellón
México: Rossy Alcocer
Paraguay: Susana Romero Alayone 
Italia: Quaranta"Gio"
China: Bingling
Croacia: Damir Novak
Egipto: Dina Abdelgawad Shosha, Maha Tawfik, Samira Said Badawy
Estonia: Ester Lauringson
Irán: Hussien Jenan, Mitra Azadi
Líbano: Redwan Al Ferekh
Turquía: Saadet Yalçin
Rumania: Simona Constantinescu 



Nuclear Tomato...

Nuclear Tomato...
Nükleer domatesi de gördük :))
Hatırlarsanız domatesi kesince dilimlerinde görülen hac işareti nedeniyle tutucu kesimler domates yemenin günah olduğunu beyan etmişlerdi. Geçen gün bir domatesi dilimlediğimde daha önemli bir detay gözüme çarptı. Nükleer domatesle karşılaşmak şaşırtıcıydı doğrusu... İçinde tohumları çimlenen domatesten sonra nükleer simgesini taşıyan domates de bir işaret olmalı, ne dersiniz?? ;))