Filistinli sanatçı Tariq Salsa’nın, Porto Rikolu grup Calle 13′ün solisti Rene Perez Joglar’a yazdığı mektubun tam metin çevirisidir.
"Tarihten ya da kimlikten bahsetmeyeceğim. Filistinli çocukların ölümünden, geleceğin ölümünden bahsedeceğim. Onların hayalleri vardı… Bir gelecek düşlüyorlardı, talepleri vardı, insani haklarını talep ediyorlardı… Bu sebeple öldüler.
Öldüler, çünkü uluslararası toplum materyalist değerlerle, petrolle, enerjiyle, parayla, sınırlarla ilgileniyor ve dünya, zaman geçtikçe işgal günlerini unutsa da Filistin hala işgal altında. Bizim çocuklarımız denizde yüzmeyi arzuluyorlar, dedelerinin çalınmış evlerinde oynayabilmeyi, işgal edilmiş Filistin’in dağlarına çıkabilmeyi, kendi topraklarında barikatlar olmadan, takip edilmeden, özel izinlere gerek olmadan dolaşabilmeyi düşlüyorlar. Bizim çocuklarımızın ekonomik olarak desteklenmeye ihtiyacı yok, yeni elbiseler ya da oyuncaklar istemiyorlar, hamburgere ya da okulları için yeni sıralara ihtiyaçları yok.
İhtiyaçları olan şey 60 senedir süregelen ve hâlâ devam eden bu acının sona ermesi.
Bütün bir Filistin yok ediliyor ve kimsenin umrunda değil. İnsanlar ölüyor ve rakamlara dönüşüyorlar, yarım asırdır geri dönmeyi bekleyen, evlerinden kovulmuş insanlar var… 30 küsur senedir zindanlara hapsedilmiş insanlar var ve orada, zindanda ruhları ölüyor. Zaman bizim düşlerimizi aldı götürdü, umutlarımızı öldürdü. Bizim çocuklarımızın sizin çocuklarınızdan tek dileği onlara kulak vermeleri, çünkü belki sizin çocuklarınız günün birinde ülkelerine başkan olurlar, kararları alan pozisyonlara gelirler, olur ya belki o zaman adalet ve özgürlük için harekete geçerler.
Tariq Salsa
Belén, Filistin
(Photo: The West Bank Security Wall)
"Tarihten ya da kimlikten bahsetmeyeceğim. Filistinli çocukların ölümünden, geleceğin ölümünden bahsedeceğim. Onların hayalleri vardı… Bir gelecek düşlüyorlardı, talepleri vardı, insani haklarını talep ediyorlardı… Bu sebeple öldüler.
Öldüler, çünkü uluslararası toplum materyalist değerlerle, petrolle, enerjiyle, parayla, sınırlarla ilgileniyor ve dünya, zaman geçtikçe işgal günlerini unutsa da Filistin hala işgal altında. Bizim çocuklarımız denizde yüzmeyi arzuluyorlar, dedelerinin çalınmış evlerinde oynayabilmeyi, işgal edilmiş Filistin’in dağlarına çıkabilmeyi, kendi topraklarında barikatlar olmadan, takip edilmeden, özel izinlere gerek olmadan dolaşabilmeyi düşlüyorlar. Bizim çocuklarımızın ekonomik olarak desteklenmeye ihtiyacı yok, yeni elbiseler ya da oyuncaklar istemiyorlar, hamburgere ya da okulları için yeni sıralara ihtiyaçları yok.
İhtiyaçları olan şey 60 senedir süregelen ve hâlâ devam eden bu acının sona ermesi.
Bütün bir Filistin yok ediliyor ve kimsenin umrunda değil. İnsanlar ölüyor ve rakamlara dönüşüyorlar, yarım asırdır geri dönmeyi bekleyen, evlerinden kovulmuş insanlar var… 30 küsur senedir zindanlara hapsedilmiş insanlar var ve orada, zindanda ruhları ölüyor. Zaman bizim düşlerimizi aldı götürdü, umutlarımızı öldürdü. Bizim çocuklarımızın sizin çocuklarınızdan tek dileği onlara kulak vermeleri, çünkü belki sizin çocuklarınız günün birinde ülkelerine başkan olurlar, kararları alan pozisyonlara gelirler, olur ya belki o zaman adalet ve özgürlük için harekete geçerler.
Tariq Salsa
Belén, Filistin
(Photo: The West Bank Security Wall)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder