"Ben yiyemesem de yemişlerinden bu ağaç torunlarımın geleceğine benden bir hediye olsun" derdi hacıninem her bir ağaç ve asma fidanı diktiğinde... Elinin değdiği, toprağa şöyle rastgele dikip suladığı kuru bir dal bile yeşeriverirdi. Yaşından beklenmeyecek kadar çalışkan, göreneklerine bağlı ve sabırlıydı. Her akşam onun dizlerine yatıp saçlarımızı okşamasını, bir yandan da eski zaman hikâyeleri anlatmasını büyük bir sabırsızlıkla beklerdik. Annemin günlük telaşında yetişemediği ne varsa bize hacıninem verirdi. Küçücük kalmış bedeniyle o bizim mavi gözlü, biricik büyüğümüzdü. Ve hep şunu öğütlerdi bizlere: "Çocuklar hep çalışın, çalışmaktan korkmayın. Eliniz, ayağınız tuttuğu sürece yapamayacağınız şey yoktur. Geçmişinize, özünüze ve geleceğinize sahip çıkın ve bizler ölünce de bizleri unutmayın, size öğrettiklerimizden feyz almaya gayret gösterin. Çalışmak ve hoşgörülü olmak en büyük ibadettir..."
(Foto: Y. Edri Collection)
(Foto: Y. Edri Collection)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder