Gün batımlarının kızıl rengine eştir o güzelim demli çayın dumanı üstünde lezzeti. Yorgunluk alır, huzur verir... Günün her saatinde yalnıza, üretene, yorulmuşa, sanatçıya, işçiye, emekçiye, karnını doyurana, dinlenmeye çekilene, keyif duyumsamak isteyenlere, uykusu açılmamışlara, susamışlara yoldaştır... Yazları bağımızın o güzelim yemyeşil asmaları, sarı turuncu sultani üzümleri arasında kaybolurken çocukluğumda, akşam serinliğinde buz gibi kuyu suyu ile yıkanmış sergi yerinde, fesleğen kokuları arasında, gün batımı eşliğinde yudumladığımız o güzelim çayları, yanına annemin ocakta, kapanç fırınında yaptığı leziz çörekleri unutmak mümkün mü?.. Ya annemle babamın çaylarını her yudumlayışlarında bağımıza doğru şöyle bir bakış atıp "Bu bağın havası, suyu, hele ki çayı hiçbir şeyde yok" derken ki huzurlarını... Ne annem, ne babam ne de o güzelim bağımız artık olmasa da yaşamımda onlardan bana en güzel yadigar oldu çay ve çayın eşsiz buğusu üstünde lezzet türküsü...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder