"Derken, iğne atsan yere düşmez bir kalabalığın arasından geçerek, alkışlar eşliğinde salona girdi Neşet Ertaş. Gövdesinde sadece kendi ağırlığını değil, aynı zamanda Pir Sultan Abdal'ın, Karacaoğlan'ın, Emrah'ın, Dadaloğlu'nun ve Âşık Veysel'in ağırlığını da taşıyormuş gibiydi o sırada. Duruşu, bildiğimiz 'sahne duruşları'ndan fersah fersah uzaktı bu yüzden. Hatta bu duruş ilk bakışta insana 1960'lı yılların duruşlarını hatırlatsa da, onlardan çok daha eski ve çok daha yaşlıydı. İçinde, dünya malını elinin tersiyle bir kenara iterek varlığını insan sevgisi üzerine inşa eden uçsuz bucaksız bir aşiretin allı yeşilli renkleri ve sesleri vardı."
Hasan Ali Toptaş / Harfler ve Notalar'dan
Hasan Ali Toptaş / Harfler ve Notalar'dan
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder