"Yıllarca çocukları olmamıştı. Meslekleri gereği çocuklarla içiçe olmalarına rağmen akşam eve geldiklerinde bir çocuk kahkahasıyla evlerinin ısınmasını istemişlerdi hep... Sonunda evlat edinmeye karar verdiler. Durumları evlat edinme için gerekli şartlara uygundu. Kadın eşine geçenlerde gazetede okuduğu bir haberden bahsetti. Tecavüze uğrayıp hamile kalan ve bunu ailesinden gizlemek zorunda kaldığından hamileliği ilerlediği için de doğum yapan küçük bir kızın dramıydı anlatılan... Küçük kız daha doğrusu küçük anne, "töreleri" gereği ailesi tarafından öldürülmüş, bebeği ise devlet korumasına alınmıştı. Bu hikâyeden çok etkilendi adam... Suçu olmadığı halde öldürülen bu küçük annenin sonuna, dünyadan habersiz bir bebeğin daha yolunun başında hem öksüz hem de yetim bırakılmasına çok içerlemişti ikisi de... Kararlarını verdiler, bu bebeği bulacak ve onu evlat edineceklerdi... Kimsenin sevmediği, sahip çıkmadığı, belki de büyüdükçe itilip kakılacak bu bebeğe ana baba olacaklardı. O gece ikisi de mutlu ve huzurlu bir şekilde uykuya daldılar..."
Bu şu an yazdığım kısa bir öykü aslında ama ülkemizdeki acı gerçeklerden bir tanesinin kısa özeti de... Annelik her koşulda yürekten gelen bir duygu, tarifsiz, sınırsız. Anne olmak için illa ki bir çocuk doğurmaya gerek yok. İnsan isterse binlerce kimsesiz çocuğun annesi olabilir, sevgisini onlarla paylaşabilir.
Kadınların ezilmediği, çocuklarının gözleri önünde katledilmediği, tecavüzler sonucu zorla anne yapılmadığı ve hatta tecavüzcüsüyle zorla evlendirilip yaşamlarının kabusa döndürülmediği bir Türkiye biliyorum çok zor ama yine de bir umut işte!!.
Anneler Günü kutlu olsun!..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder